[SB'DE SINIFTAN KOPMA VE BÜROKRATİK ÇÜRÜMEYE KARŞI] 46'LAR BİLDİRİSİ (15 EKİM 1923)

[Bu belge, Gazeteci-yazar Orhan Dilber tarafından çevrilen Rusya Komünist Partisi Tarihi-Zinoviev adlı kitapta yer alıyor. Bildiriyi imzalayan Bolşeviklerin sınıftan kopma ve bürokratik çürüme eleştirisi bugün de kitlelerin komünistlere yaptığı en temel eleştiridir. 

46'ların eleştirisi "Birlik Devrimi" iddiasıyla yola çıkan Marksist Leninist komünistlere, benzer görüşlere sahip grup ve partilere yapılan eleştirilerle birebir örtüşüyor. Şayet güçlü bir kitle eleştirisi gelişirse bu kötüye gidişin önüne geçilebilir. Fakat sessizlik ve uzlaşı sürerse tasfiyeci hizipleşme ve bunun bilindik sonuçlarının önü alınamaz. Belge bu sorumlulukla okunmalı. Tasfiyeci-hizipçi anlayış ve klikler de iyi okumalı. Bu yolun düze çıkmayacağını görmeli. Parti muhalefetine karşı bürokratik bir merkez kuran Kamanev-Zinoviev ve Stalin'in daha sonra yaşadıkları -bilindiği üzere- ibretlik... 

Belgeyi Türkçe'ye kazandıran Orhan Dilber'e teşekkürler. - Birlik Mücadele Zafer]


46’lar Bildirisi

15 Ekim 1923 tarihinde Bolşevik Partinin geçmişinde pek tanık olunmamış bir olay gerçekleşti: Kırk altı az çok ünlü Bolşevik, ekonomi politikasını ve daha da önemlisi parti rejimini sert bir şekilde eleştiren ortak bir bildiriyi parti politbürosuna sundu.
Partinin eski sekreterlerinden Préobrajensky ve Sérébriakov’un imzalarının da yer aldığı bu mektupta ekonomi yönetiminin yetersizliklerinden söz ediliyor, ciddi bir ekonomik kriz riskine karşı uyarıda bulunuluyordu.
Bu mektup mevcut parti yönetimini (somut olarak «Politbüro çoğunluğunu» yetersiz olmakla eleştiren ciddi bir uyarı mahiyeti taşıyordu.
Bu metnin tamamı imzacıların kimi değişik şerhleriyle birlikte aşağıdaki sayfalarda yer almaktadır. Çevirmen Notu - Orhan Dilber

Durumun son derece ciddi oluşu bizi (partimizin ve işçi sınıfının çıkarları için) açıkça konuşmaya zorluyor: Polit­büro çoğunluğunun izlediği politikanın devamı, partiyi ciddi bir sıkıntı tehdidiyle karşı karşıya bırakmaktadır. Bu yılın Temmuz ayının sonunda başlayan ekonomik ve mali kriz, politik sonuçlarıyla birlikte parti içindeki kimi eksik­likleri, özellikle ekonominin yönetimi alanındaki yetersiz­likleri ve daha da önemlisi parti içi ilişkiler bakımından yetersizlikleri meydana çıkarmıştır. Ekonomi alanında ipin uçlarını elinden kaçırmış olan Merkez Komite'nin karar alma aşamalarında gösterdiği dikkatsizlik, düşüncesizlik ve yöntemden yoksunluk dikkat çekmektedir. Bu eksiklikler ülke ekonomisinin kendiliğinden gelişmesiyle elde edilen ve apaçık görülebilen sanayi, tarım ve maliye alanlarındaki büyük ilerlemelerin mevcut yönetim sayesinde değil ona rağmen olduğunu, kusurlu bir yönetimin bulunduğunu, hatta bir yönetim bulunmadığını düşündürmektedir. Mev­cut durumda ilerlemenin duraklamasıyla değil büyük bir genel ekonomik bunalımla yüz yüze olduğumuz söylene­bilir. Bütçe açığının kapatılmasından önce temel para birimi haline gelmiş olan tchernovetsin¹ yakında çökmesi riskiyle karşı karşıyayız. Yükselen fiyatlar nedeniyle Devlet Bankasının, ciddi mali şoklarla yüz yüze kalmadan sadece sanayinin değil sanayi mallarının ticaretinin yanı sıra ihracata yönelik tahıl alımını finanse etme konusunda da ciddi sıkıntılarla karşı karşıya olduğu, bir kredi kriziyle yüz yüzeyiz. Zira, bu yüksek fiyatlar bir yandan sanayiin planlı bir biçimde yönetilmemesinden, bir yandan da kötü bir kredi politikası nedeniyle tahıl ihracatı programı yürütü­lememesinden ötürüdür. Çünkü planlı bir endüstri yönetimi eksikliği nedeniyle besin ihtiyacı için gerekli tahıl miktarı yeterince ucuza sağlanamamaktadır; bu da köylüleri iflasa sürüklemekte ve tarımsal üretimin iyice daralması teh­didinin büyümesine, ücret ödemelerinin gecikmesine yol açmaktadır; bu da tabii ki çalışanların hoşnutsuzluğuna yol açmaktadır. Böylece Devlet aygıtında bir kaosa da neden olan kaotik bir bütçe tablosu göstermektedir. Bütçeyi daraltmak için devrimci tedbirler ve bütçenin gerçekleşmesi sırasındaki daraltmalar geçici tedbirler olmaktan çıkıp kalıcı hale gelmektedir. Bunlar da Devlet aygıtının işleyişini aksatan sabit olgulara dönüşmektedir. Böylece bir planın olmayışı nedeniyle, bu gelişme tesadüfi ve kendiliğinden bir biçimde gelişmektedir. İşte bunlar maliye ve krediler alanında zaten başlamış olan krizin bazı unsurlarıdır. İyi düşünülmüş, sistematik ve enerjik önemli tedbirler alınmadığı takdirde; halihazır yönetim zafiyeti sürdüğü takdirde müstesna bir iktisadi şokla yüz yüze kalma ihtimali belirecekti; bu da kaçınılmaz olarak iç ve dış bazı komplikasyonları faaliyetlerimizin hareket kabi­liyetimizin felçleşmesini getirecektir. Halbuki tam da bun­lara ihtiyacımız vardır ve dünya devriminin kaderiyle bü­tün ülkelerin işçilerinin kaderinin buna bağlı olduğunu herkes anlayabilir.

Aynı şekilde, parti içi yaşam alanında da, mevcut liderliğin yönetim kusurları yüzünden partinin parçalanıp felç olmakta olduğunu da görüyoruz. Bu da bilhassa mevcut kriz döneminde gayet açıkça görülmektedir. Bu durumu mevcut parti liderlerinin siyasi yetersizliğine bağlamıyoruz; aksine, durumu değiştirmek için alınacak önlemlerin değerlendirilip en uygun olanların seçilmesinde onlarla hemfikir olmasak da, mevcut liderlerin her halü­karda parti tarafından işçi diktatörlüğünün ön saflarında tutulmaları gerektiğini düşünüyoruz. Bu durumun nedeni­nin dış görüşteki şekli birliğin ardında, aslında dar bir çevrenin kendine özgü fikirler ve sempatileri uyarınca faaliyetlerini tek taraflı bir şekilde seçilip yönlendirilmesi olduğunu düşünüyoruz.

Partinin yönetimi, öylesine dar düşüncelerle yozlaşmıştır ki, canlı, kendi kendini düzenleyen ve canlı gerçekliği hassasiyetle yakalayan bir kolektif olmaktan büyük ölçüde çıkmaktadır. Binlerce bağla somut gerçeklikle bağlantılı olan bir kolektif olmaktan çıkmaktadır. Aksine, parti içinde neredeyse hiçbir şeyin üzerini örtemediği bir kopukluk gözlemliyoruz; bu kopukluk sekreterlik hiyerarşisi ile laikler (bu hiyerarşi içinde olmayanlar kastediliyor-OD) arasında, tepeden atanan parti profesyonelleri ile parti kitlelerinin geri kalanı arasında bir kopukluktur. Üstelik bu parti üyelerinin her biri tarafından bilinen bir gerçektir. Merkez Komite veya Bölgesel Komite'nin belirli bir kararını onaylamayan, belirli bir şüphesi olan, belirli bir hata, sıkıntı veya düzensizlik fark eden parti üyeleri, parti top­lantılarında konuşmaktan korkmaktadır ve hatta bu konular hakkında birbirleriyle konuşmaktan bile çekinmek­tedirler. Ancak muhataplarının tam anlamıyla güvenilir sır tutacak biri olduğundan emin olduktan sonra konuşmaya cesaret edebilmektedirler. Parti içinde serbest tartışma hemen hemen ortadan kalkmış durumdadır. Parti tabanının düşünceleri tam bir çıkmaza tıkılmış durumdadır. Bugün, RKP’nin yerel yahut merkezi komitelerine aday olan/göste­renler ve bunları seçenler parti tabanı yahut geniş kitleler değildir. Aksine, konferans ve kongrelerin bileşimini parti­nin sekreterlik hiyerarşisi belirlemektedir. Bu toplantılar git gide ve daha çok bu hiyerarşinin idari toplantıları haline gelmektedir. Parti içinde yerleştirilen bu rejim kesinlikle hoş görülemez; partiye has öz-etkinlik ruhunu öldürür. Onun yerine düzgün bir şekilde işler gibi görünen ve fakat kriz anlarında kaçınılmaz hatalar yapıp, partiyi ve rejimi tehdit eden ciddi gelişmeler karşısında bağımsız eylem kabiliyetini kaybeden seçkinlerden oluşmuş bir bürokratik yapıyı getirir. Bu durum, parti içinde onuncu kongreden sonra nesnel bir biçimde meydana gelen bir hizip diktatörlüğünün kalıcı hale gelmesinden ileri gelmektedir. Birçoğumuz bilinçli olarak bu rejimin gelişmesi karşısında bir direniş göstermemeye karar vermiştik. 1921 dönüm noktasının ardından Lenin'in hastalığının baş göstermesi, bir çoklarımızın görüşüne göre, geçici bir önlem olarak parti içinde bir tür diktatörlük rejimini gerekli kılıyordu. Bazı başka yoldaşlar da baştan itibaren kuşkuluydu ve aksi kanaatteydiler. Her halükarda 12. Parti kongresinde artık bu parti içi rejimin miadı dolmuş olduğu kendini gösterdi. Gelişmelerin ardındaki gerçek kendini göstermekteydi. Par­ti içindeki bağlar zayıflamaktaydı. Parti sönümlenmeye başlamıştı.

Parti içinde bazı aşırı muhalefet hareketleri, hatta açıkça sağlıksız denebilecek tutumlar, parti karşıtı bir karakter kazanmaya başlıyordu. Çünkü en acil konular hakkında bile parti içinde yoldaşça bir tartışma kalmamıştı. Oysa böyle bir tartışma sayesinde, bazı olumsuz eğilimlerin sağlıksız karakteri parti tabanında ve destekçilerinin ço­ğunluğu nezdinde açıkça ortaya konabilirdi. Sonuç olarak, parti dışında parti üyelerini de dışarı çeken gayrı meşru gruplar oluşmaya başladı ve partiyle işçi kitleleri arasında da bir kopukluk ortaya çıktı. Eğer yakın gelecekte durum köklü bir şekilde değişmezse, Sovyet Rusya'daki ekonomik kriz ve parti içindeki hizip diktatörlüğünün yarattığı kriz, işçi diktatörlüğüne ve Rus Komünist Partisi'ne ağır dar­beler indirebilir. Rusya'daki proletarya diktatörlüğü ve onun egemen partisi, kendini şimdiden belli eden dünya çapında yeni şoklar dönemine girmekten kaçınamaz; bu dönemden ancak proletarya mücadelesinin tüm cephe­lerinde başarısızlık olasılığıyla çıkma seçeneğiyle yüz yüze kalır. Elbette, ilk bakışta bu sorunu çözmek için, genel durum nedeniyle, partinin yöneliminde bir değişiklik konusunu gündeme getirmenin, yeni ve karmaşık görevleri öne çıkarmanın vb. bir sorun olmadığı ve olamayacağı söylenebilir. Ne var ki açıktır ki, böyle bir yaklaşım, gerçek durumu ancak resmiyette göz ardı etmek anlamına gelir; çünkü asıl tehlike, iç ve dış koşullar bakımından son derece karmaşık bir durum karşısında sahici bir düşünce ve eylem birliğinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Parti içindeki mücadele ne kadar gizliden gizliye yapılırsa, o kadar amansız olur. Bu sorunu Merkez Komite'nin önüne getiriyoruz, çünkü parti içinde yırtıcı çelişkilerin çözümüne en hızlı ve en az acı verici yolun sağlanmasını ve partinin derhal tekrar sağlam temeller üzerine oturtulmasını sağla­mak istiyoruz. Tahlil ve tatbikatta sahici bir birliğe ihti­yacımız var. Ufukta görünen güçlükler, parti üyelerinin hep birlikte, yoldaşça, tamamen bilinçli, son derece enerjik ve son derece tutarlı bir şekilde hareket etmelerini gerektiriyor. Hizip diktatörlüğüne son verilmeli ve bunu herkesten önce onu destekleyenler yapmalıdır: Bu rejimin yerine yoldaşlık ve parti içi demokrasi rejimi yerleşmelidir.

Yukarıda ifade edilenlerin gerçekleştirilmesi ve ekonomik kriz, siyasi kriz ve parti krizini aşmak için gerekli tedbirleri almak üzere, Merkez Komite’ye parti Merkez Komitesi üyeleriyle en önemli ve aktif kadroların bir araya getiril­mesini öneriyoruz. Davetli listesinde, MK’nin çoğunluğu­nun görüşünden farklı görüşlere sahip birkaç yoldaşın da bulunması ayrıca gerekmektedir.

5 Ekim 1923 tarihinde bu parti içi durum hakkında    
RKP MK Politbüro'ya sunulan bildirinin ilk imzacıları:

E. Preobrajenski, B. Breslav, L. Serebriakov.

 

 

ŞERHLİ İMZALAR ve ŞERHLER

Bu mektupta yer alan bazı noktalarda aynı fikirde olmasam da, partinin bugün karşı karşıya olduğu sorunların bugüne kadar kullanılan yöntemlerle tamamen çözülemeyeceğini göz önüne alarak, bu mektubun sonuç bölümüne tamamen katılıyorum.

A . Beloborodov

 

Önerilerle tamamen aynı fikirdeyim, ancak bazı değerlendirmeler konusunda farklı düşüncelerim var.

A. M. Rosengoltz, M. Alsky

 

Bu çağrının temel içeriğine katılıyorum. Tüm sorun­larımızı doğrudan ve açık bir şekilde ele almamız gereken ihtiyaç o kadar acildir ki, bir araya gelerek bir araya gelmek ve biriktirilmiş zorluklardan bizi çıkarabilecek pratik çözüm yollarını belirlemek için yapılan toplantı önerisini tamamen destekliyorum.

Antonov-Ovseenko, A. Benediktov, I. N. Smirnov,
Y. Piatakov, B. Obolensky (Ossinsky), N. T: Mouralov,
T. Sapronov.

 

Parti içindeki durum ve uluslararası durum, parti güçlerinin olağanüstü bir çaba ve birlik gerektirdiği bir zaman gerektirdiği için bu deklarasyona katılıyorum. Ancak, bu deklarasyonu sadece parti birliğini yeniden oluşturma ve gelecekteki olaylara hazırlama çabası olarak değerlendiriyorum. Şu anda parti içinde herhangi bir şe­kilde parti içi mücadele söz konusu olamaz. Merkez Komi­te'nin durumu halka açık bir şekilde değerlendirmesi ve parti içindeki ve parti dışındaki kitlelerin memnuniyet­sizliğini gidermek için acil önlemler alması gerekmektedir.

Holtzman, V. Maximovsky, D. Sosnovsky, Danichevsky,
P. Mesyatsev, T. Khorechko.

 

Deklarasyonun ilk bölümündeki birçok değerlendirmeyle aynı fikirde değilim, parti içindeki durumla ilgili bazı tanımlamalarla da aynı fikirde değilim. Aynı zamanda, parti içindeki durumun radikal önlemler gerektirdiğine derin bir şekilde inanıyorum, çünkü parti şu anda iyi bir durumda değil. Uygulamaya dair öneriye tamamen katılıyorum.

A. Boubnov, A. Voronsky, B. Smirnov, E. Bosch,
V. Kossior, F. Lokatsov.

 

Ekonomik durumun değerlendirmesine tamamen katılı­yorum. Mevcut durumda siyasi diktatörlüğün zayıflamasını tehlikeli buluyorum, ancak bir yenilenme gerekiyor. Konfe­ransın kesinlikle kaçınılmaz olduğunu düşünüyorum.

Kaganovitch, Drobnis, P. A. Kovalenko, A. E. Minekine, V. Yakovleva

Öneriye tamamen katılıyorum.            

B. Eltsine

Boubnov yoldaşla aynı çekinceyi koyarak imzalıyorum.
M. Levitine

Boubnov yoldaşla aynı çekinceleri paylaşarak imzalıyo­rum, ancak biçim ve üslup konusunda aynı fikirde olma­sam da, bu durum beni deklarasyonun pratik kısmıyla daha da fazla aynı fikirde olduğumu ikna ediyor.

I Palioudov. O. Chmidl, N. Vaganian, I Stoukov, A. Lobanov, Rafail S. Vassillitchenko, Mkh. Jakov,
A.M. Pousakov, N. Nikolayev

 

Son zamanlarda parti merkezinin çalışmalarından biraz uzak durduğum için, giriş bölümündeki ilk iki paragraf hakkında yargıda bulunmaktan kaçınıyorum; geri kalan kısma katılıyorum.

                         Averine

 

Ülkenin ekonomik ve siyasi durumuyla ilgili bölüme katılıyorum. Parti içindeki durumu anlatan bölümde biraz zorlama yapıldığını düşünüyorum. Partinin birliğini ko­ru­mak için acil önlemler almak gereklidir. 

I. Bogouslavsky

 

 

Ülkenin ekonomik durumunu ele alan ilk bölüme tam olarak katılmıyorum, çünkü durum çok ciddi ve aşırı önem gerektiriyor, ancak şimdiye kadar parti, bugüne kadar yöneticilik yapmış olanlardan daha yetenekli insanları öne çıkarmadı. Parti içindeki durum konusunda söylenenlerin önemli bir gerçek payı olduğuna inanıyorum ve acil önlemler alınması gerektiğine inanıyorum.        

F. Soudnik



¹ Çernovets, Sovyet Rusya'da 1922’den 1947’ye kadar kullanılan altın para birimidir. Rusçada "kırmızı" anlamına gelen "tchervony" kelimesinden gelir. İlk Çernovetslerin kenarlarında kırmızı şeritler bulunurdu. OD 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

MLKP 7'İNCİ KONGRESİ'NDE DERİNLEŞEN AMAÇ VE YOL BİRLİĞİNİ YİTİRME SORUNU

BİRLİK MÜCADELE ZAFER GELENEĞİNİ YENİDEN AYAĞA KALDIRMAK İÇİN...

TASFİYECİLİĞE KARŞI MÜCADELEDE İBRAHİM KAYPAKKAYA